İşitme Kayıpları

İşitme Kayıpları:  Tipleri, Nedenleri  ve Müdahale Seçenekleri

İşitme hassasiyetindeki azalma, konuşmaları ve etraftaki sesleri duymakta ve  anlamakta zorluk, işitme kaybı olarak adlandırılır

İşitme kayıpları İletim ve Sensörinöral tip olmak üzere iki ana grupta incelenmektedir. Her ikisi birlikte ise buna Mikst tip işitme kaybı denilmektedir.

İletim Tipi İşitme Kaybı (İTİK): Dış ve orta kulağa ait patolojilerin neden olduğu işitme kayıplarıdır.

Sensörinöral İşitme Kaybı (SNİK): İç kulak ve işitme sinirinden kaynaklı işitme kayıplarıdır. Bu durumda işitme kaybının seviyesine göre işitme cihazı veya koklear implant uygulanmaktadır.
Iranian Paralympic bodybuilder ‘facing death penalty’ for criticising coronavirus rules test suspension benefits monomad challenge : human anatomy (male bodybuilder) — hive
Mikst Tip İşitme Kaybı: İTİK ve SNİK’in  birlikte görüldüğü durumlardır.

İşitme Kaybının Dereceleri: İşitme kaybı çok hafif, hafif, orta, ileri ve çok ileri derecelerde olabilir. İyi bir odyolojik değerlendirme ile işitme kaybının derecesi tesbit edilmeli ve tedavi planı buna göre yapılmalıdır

İletim Tipi İşitme Kaybı (İTİK):

Bu grup ameliyatla işitmenin düzeltilebileceği gruptur. Dış kulak yolu ve orta kulak hastalıkları bu gruptadır.

Dış kulak yoluna ait doğuştan darlık veya kulak yolunun gelişmemesi, enfeksiyon, tümörler ve  kulak kiri (buşon) buna neden olabilmektedir. Uzun yıllar yüzme kulakta bazı kemik büyümelerine neden olabilmektedir. Bu kemik büyümeleri ileri safhada İTİK’na neden olabilmektedir.

Orta kulağa ait nedenler arasında, kulak zarında delik , orta kulakta kolesteatoma (cildin kulak içerisine girmesi), orta kulak kemikçiklerin kireçlenmesi, orta kulak kemikçiklerinin doğuştan yapısal bozukluk göstermesi, ve bu bölgedeki tümörler sayılabilir. En sık görülen tümörler damarsal yapılardan gelişen glomus tümörleridir.

Bu durumlar ameliyat ile düzeltilebilmektedir. İşitmenin düzeltilebilmesi halinde işitme cihazı kullanımına ihtiyaç azalabilir veya gerek kalmayabilir. Kulak zarındaki deliğin onarılması için Miringoplasti  ameliyatı yapılmaktadır. Zardaki deliğe eşlik eden kemikçiklerde hareket bozukluğu veya kolesteatoma varlığında Timpanoplasti operasyonu gerçekleştirilir. Otoskleroz hastalığında görülen kemikçiklerin hareketsiz olması durumunda Stapedotomi ameliyatı ile hareketsiz kemikçik yerine bir protez takılarak işitme sağlanmaktadır. Burada amaç kulak zarı ve iç kulak arasındaki ses iletimini sağlayarak işitmeyi düzeltmeye çalışmaktır.

Ameliyat ile düzeltilemeyecek durumlarda (doğuştan kulak yolunun tam kapalı olması, önceki ameliyatlarda kemikçiklerin tamamen alınması gibi) ameliyatla kemiğe monte işitme cihazları yerleştirilebilir. Bu cihazlar iç kulak işitme rezervinin iyi olduğu, uygun seçilmiş hastalarda oldukça iyi bir işitme sağlayabilmektedir.

Sensörinöral İşitme Kayıpları (SNİK)

İç kulak ve işitme sinirine (koklear sinir) ait patolojilerin neden olduğu işitme kayıplarıdır

Lisan Gelişimine göre 3 grupta incelenebilir:

Prelingual: doğuştan olan ve ilk iki yıl içerisinde meydana gelen işitme kayıpları

Perilingual: iki-altı yaş arasında lisan gelişimi esnasındaki kayıplar

Postlingual: altı yaş sonrası meydana gelen işitme kayıpları

Rehabilitasyonun en zor olduğu grup prelingual gruptur; burada henüz lisan kazanılmadığı için müdahalenin (işitme cihazı veya koklear implantasyon)  erken yapılması çok önemlidir. Diğer gruplara göre rehabilitasyon prelingual grupta çok daha uzun sürmektedir.

SNİK ortaya çıktığı zamana göre konjenital (doğuştan) veya sonradan ortaya çıkan (kazanılmış, akkiz) olmak üzere iki grupta incelenebilir.

Konjenital: Doğuştan var olan işitme kayıplarıdır. Genellikle 1000 doğumda 1-2 oranında görülürler. Yaklaşık %80’i hücresel düzeydedir. Geriye kalan %20’si iç kulağın kemik yapısında değişik yapısal bozukluklar içermektedir.

Akraba evliliği konjenital işitme kayıplarının ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Ayrıca annenin hamileliğin ilk üç ayda maruz kaldığı olaylar burada önemli rol oynar. Sitomegalo virüs ve Rubella (Kızamıkçık) bu faktörlerin en önemlisidir. Yine annenin kullandığı aminoglikozid grubu antibiotikler (streptomisin, gentamisin, amikasin), prematürite, uzun süreli sarılık, ve bebeğin oksijensiz kalması  bu nedenler arasındadır.

İşitme taraması ile doğuştan işitme kayıplarının tanısı doğumdan sonraki iki-üç gün içerisinde yapılabilmektedir. İşitme taramasında ideal olarak  Otoakustik emisyon ve otomatik ABR (İşitsel beyin sapı cevapları) testleri birlikte yapılmalıdır. Tanı kesinleştikten sonra iki taraflı çok hafif-hafif-orta-ileri-çok ileri SNİK’lerde, bebek 2-3 ay’lık iken her iki kulağa işitme cihazı uygulanması gerekmektedir. Cihaz ile habilite edilemeyen çok ileri sensörinöral işitme kayıplarında, 1 yaş civarında bilateral koklear implant uygulaması planlanmalıdır. Erken implantasyon, iyi bir cerrahi, programlama ve eğitim ile birlikte, normale oldukça yakın bir işitme ve lisan kazanımı elde etmek mümkün olmaktadır.

Sonradan ortaya çıkan SNİK: İç kulağa zararlı ilaçlar (amikasin, kanamisin, gentamisin gibi Aminoglikozid grubu antibiotikler), menenjit, uzun süre yüksek sese maruz kalma (akustik travma), ani işitme kaybı, yaşlılığa bağlı işitme kaybı, Meniere hastalığı ve iç kulak yolundaki sinirlerden gelişen tümörler (Schwannom) işitme kaybı yapabilmektedir.

Menenijt ve ani işitme kaybında vakit kaybetmeden tedaviye başlanmalıdır.

Menenjit olgularının %20’sinde iç kulakta kemikleşme görülebilmektedir. Gecikme durumunda iç kulağa elektrodun yerleştirilme olanağı azalmaktadır. Dolayısıyla menenjit sonrası işitme kaybı gelişmiş ise bu konudaki deneyimli bir merkezde hasta değerlendirilmeli ve en kısa zamanda, tercihen 1-1.5 ay içerisinde, iki kulağa koklear implantasyon yapılmalıdır.

Ani işitme kaybı sık  rastladığımız ve bu grup içerisinde yer alan işitme kayıplarıdır.  Ani işitme kaybı bir kaç saat veya gün içerisinde gelişen iç kulaktaki tüylü hücrelerin zedelenmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Böyle bir durumda aynı gün içerisinde bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı ve aynı gün ilaç tedavisinin başlanması gerekmektedir. Erken tedaviye başlamak işitmenin yeniden kazanılması açısından oldukça önemlidir. Tedavi başlamasındaki gecikme işitme kaybının kalıcı olmasına neden olabilmektedir. Tedavide ağızdan ve kulak içerisine verilen kortizon çok önemli bir yer tutmaktadır. Bunun yanında iç kulak kan akımını düzenleyen ilaçlar da verilmelidir.

Meniere Hastalığı işitme kaybı ve baş dönmesi ile karakterize bir hastalıktır. Kaba sesleri duymakta güçlük çekerler. Birkaç saat süren başdönmesi nöbetleri ile karakterizedirler. Bu hastalarda tuzsuz diet ve stressiz bir yaşam tarzının yanında ilaç tedavisi uygulanmaktadır.

Tedavi

İşitmenin sağlanması için çok hafif-hafif-orta-ileri SNİK’lerde işitme cihazı önerilmektedir. Uygun bir işitme cihazının kullanılmaması durumunda, yıllar içerisinde beyin giderek anlama ve ayırdetme yeteneğini kaybetmektedir. Bu durum özellikle ileri yaşlarda hastaların çok daha fazla iletişim problemi yaşamasına neden olmaktadır. Bu nedenle hastalara bu durum ayrıntılı bir şekilde anlatılması gerekmektedir.

İşitme cihazı ile habilite edilemeyen, iki taraflı, çok ileri derecede sensörinöral işitme kayıplarında koklear implant uygulaması planlanmalıdır. İç kulağın veya işitme sinirinin gelişmediği çocuk olgularda, ve her iki işitme sinirini tutan tümörlerde (NF2) Beyin sapı implantasyonu yapılması gerekmektedir.